Ülkemiz kıyı şeridi uzunluğu ile Dünyadaki ender Ülkelerden biridir,Kıyı şeridi boyunca binlerce irili ufaklı koy ve sayıları 4000 nin üzerinde balıkçı köyleriyle bu ender olma özelliği daha artmaktadır.
Her koy bir köy ve her kıyıda birbirinden değişik kumsal bu kumsala dalgalarla gelen çakıl taşları da farklıdır birbirinden.Çakıl taşlarının koylarda köylerde yaşayanlar alışık oldukları için fark edemezler ne denli değişik ve güzel olduklarını,ancak dışarıdan biri geldiğinde değer bulur güzelliği ve gizemi birde dışardan gelen doğaya, denize tutkunsa eğer.
Örneğin Marmara denizinde bir zamanlar dünyanın en güzel çakıl taşları çıkardı,sonra kıyı kentleri inşası için Marmara Denizinden çıkarılan kaçak kum ve kumun içindeki çakıl taşları değer bulmadan yok oldu gitti,büyük kentlerin derinlerine.
Marmara Denizinde uzun yıllardır kum çıkarmak yasaklandı ancak yine kaçak olarak çıkarılıyor,yol olan çakıl taşları tam yeniden kıyılara ulaşmışken sinsice ve gizlice yeniden yok ediliyor.Çakıl taşı deyip geçmeyin binlerce yılda oluşuyor parlaklığı,yuvarlaklığı ve renkleri aynı gezegenin oluşumu,Dünyamızın oluşumu gibi dalgaların gücü ile oradan oraya savrulurken şarap gibi olgunlaşıyor Çakıl taşları.
Binlerce yıl evvel Bu Ülkede yaşayan Milletler ve Kültürleri Çakıl taşlarının kıymetini bildiler onlardan bir sanat meydana getirdiler,hala günümüze varan Zeugma gibi ve daha niceleri.Bir zamanlar Osmanlıda fark etmişti Çakıl taşlarını Saray bahçelerinde yürüyüş yollarına dizdiler,Hamamlarda iç mekanda kullandılar değer kattılar Çakıl taşlarına.
Ülkemizde Günümüzde Çakıl taşları sıradan bir doğal varlık gibi gözükürken yanı başımızdaki Yunanistan Çakıl taşlarından büyük gelir elde eden Ülke konumunda,bakın taş işi yapan firmalara Yunanistan dan Çakıl taşı ithal edip pazarlıyorlar,Hani İstanbul un taşı toprağı Çakıl ı çok değerliydi altın dı, demek ki değilmiş.
Geçenlerde Bir zamanlar İstanbul un gözdesi olan Marmara Adasına yolum düştü birkaç gün burada kalıp kumsallarını inceledim ve sorunlarını dinledim,nasıl Ada halkına çifte Standard yapıldığına tanık oldum ,Dünyada nem olmayan 2.ci Ada nın nasıl geriye gittiğine tanık oldum.Ülkemizde her Bölge ve Her konuda olduğu gibi ileri gideceğimize geriye gidişin kaderimiz mi olduğunu düşünüp durdum.
Ada sabahlarında Yelkovan Kuşlarının ,Kırlangıçların uçuşu ile kumsallarda yaptığım yürüyüşlerde Beyaz ve yuvarlak İnci gibi dizilmiş çakıl taşlarına rastladım seyrekte olsa.
Dünyaca ünlü Mermerin çıkarılışı yada oluşumu sırasında denize karışarak dalgalarla şekil alıp kıyılara vuran Çakıl taşları bir zamanların İstanbul Menekşe Plajlarını anımsattı bana.
Yok olup gittikten sonra Milyonlarca Dolar Harcanarak geri kazanılmaya çalışılan eskisi gibi...
Plaj olan ,Menekşe ye Kum Kamyonlarla taşınıp getirildi ama Çakıl taşlarını asla geri getiremezler.
Çocukluğumuzda tanık olup yaşadıklarımız benim gibi tanık olanlara şimdilerde bir hayal gibi geliyor bu yaşadıklarımızı Çocuklarımıza anlattığımızda ,Çocuklara bir Masal yarattık kendi ellerimizle Hayal Kumsalındaki Çakıl Taşlarıyla.
Öyle ki bir daha yaşanması güç olan beklide yüzyıllarca sürecek bir süreç başladı Çakıl Taşlarıyla ,Ellerimizle yok etmeye çalıştığımız pek çok değer gibi Çakıl Taşları da yok oldu Menekşe plajı gibi pek çok yerde,Koyda ve Köyde .
Kanunlar çıkarıldıkça,denetim artıkça tam tersi şeyler oluyor yok oluş hız kazanıyor,birileri bu ölümlü Dünyada ,Dünya nın içine edip gidiyor ,kazandıklarını yiyemeden ölüp gidiyorlar Hayal Kumsalındaki Çakıl Taşlarını nasıl yok etillerse ,Dünya nın en güzel ve en nadide varlılarını yok edip kendileri de yok olup gidiyorlar.
Doğal Deniz Mercanları,Hayal Püskülleri,Dev Pines ve Istakoz lar yok edildi yerine yenisini getirmek artık bir hayal ve Koca bir yalan.