Köşe yazarları her şeyi bilenmidir diye sormadan edemiyor insan kendi kendine bazıları 40 yıllık balıkçı oluyor döktürüyorlar köşelerinden kör yada topal balık muhabbetlerini,bazılarıda müzik adamı olmasına karşın her şeye maydanoz olup çevreci de oluveriyorlar ve köşelerinden döktürüyorlar sözde bildiklerini.
Örneğin İstanbul da villasının bir kısmın kaçak yapan bu yazarlar bazı cahillerin anlattıklarının ciddiye alıp araştırmadan Orkinos kılçığı Gözüme battı diye yazı yazıp köşelerinde yüz binlerce insanında buna inanmasını sağlıyorlar.
Bazılarıda Ülkemizde avrupa ya ihraç edilen tek canlı ürün olan çupra ,levrek balıklarının yetiştiği ortamın yada etinin kanser yaptığının yazıyor ,Avrupalı da salak sanki bu balıkları alıp şakır şakır yiyor.
Bu kadar bilgili iseniz gelin istediğiniz demokratik ortamda tartışalım,ama sizin demokrasi anlayışınız bile sadece kendi köşenizden cevap vererek tartışmakdır diğer tartışmalara giremezsiniz çünkü sizde gerçekte o bilgi yok.Balığı ,balıkçıyı,denizi ve denizciyi sahiplerine bırakın onlar konuşsun sizde öğrenin.
Yazar Tarık BUĞRA nın söylediği gibi bizim milletin sırtı Denize dönüktür diye,evet bu köşe yazarları denizi sonrada gördükleri için deniz insanının bildiklerini bilemezler ama biliyormuş gibi yaparlar.
Yazarlarımız güzel balık tutar tutarken de çilingir sofrası kurabilir ,bir diğeri de Deniz ve deniz insanı için güzel şarkı sözleri yazıp besteleyebilir ama yaptıkları bununla sınırlı kalmalıdır aksi halde herşeyi bilen adam olursanız o zaman Çupra yada levreği siz yetiştiri bizde yeriz.
Ne yazık ki Güzide basınımızın Güzide köşe yazarları yazdıkça bu ülkede her şey tersine gidiyor, neden çünkü farkında olmadan karşı olduklarının iddia ettiklerine hizmet ediyorlar ve onların ekmeklerine yağ sürecek şeyler yapıyorlar.
Ne yazık ki Güzide basınımız bu köşe yazarları yazdıkça dibe vuruyor,batıyor asıl basın emekçileri işsiz kalıyor yada bedavaya çalıştırılıyor.
Ne yazık ki Güzide basının güzide yazarlarının büyük bölümü yabancı hayranlığının elden bırakmıyor,hatta onların Ülkemizdeki ayakları olarak hizmet ediyor ve yazıyorlar.
Rahmetli Aziz NESİN İstanbulda bir zamanlar çıkardığı gazetede (BİZ GÖ?ZÜMÜZÜ BUDAKTAN SAKINMAYIZ) diye başlık atmış,ertesi günü sıkıyönetim NESİN i çağırıp sormuş bu ne iştir diye.
Nesin de dizgicinin yorgun olması nedeniyle Z yerine T gelmişse ben ne yapayım demiş.
Ne yazıkki bizim şimdiki köşe yazarlarımız Aziz NESİN den hiç ders almamışlar ellerinde silah olarak tutukları kalemlerini hep yanlış yerlere doğrultuyorlar,bu arada adan başı 10 bin dolar maaş götürüyorlar. Hatta bazılarının yazılarını aslında asistanları yazıyor onlarda isimlerini kullanıyorlar.
Ey bizim Dumanlı dağda sazda çalan yazarlarımız gelin de şu bildiklerinizi bide bana anlatın.
Birde not size asıl kör balığı yıllar önce benimle birlikte Yalçın Pekşen Arnavutköy açılarında tutmuş bunu da köşesinde yayınlamıştı.