Çanakkale Boğazı'ndaki batık gemilerde hayat buluyorlar!

Çanakkale Boğazı'nda batık gemilere dalış aktivitesi başladı. Önümüzdeki günlerde dalış turizminin önemli merkezlerinden biri haline gelmesi beklenen Çanakkale Boğazı'ndaki tarihi batıklar, su altı ekosistemine faydasının yanı sıra dalış severlerin de cazibe merkezi haline gelecek. Yapay resif alanları haline gelen batıklar, nesli tükenmekte olan kırmızı mercanlara da ev sahipliği yapıyor.

Çanakkale Boğazı'nda batık gemilere dalış aktivitesi başladı. Önümüzdeki günlerde dalış turizminin önemli merkezlerinden biri haline gelmesi beklenen Çanakkale Boğazı'ndaki tarihi batıklar, su altı ekosistemine faydasının yanı sıra dalış severlerin de cazibe merkezi haline gelecek. Yapay resif alanları haline gelen batıklar, nesli tükenmekte olan kırmızı mercanlara da ev sahipliği yapıyor.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı öncülüğünde başlatılan projeyle birlikte, tarihin en kanlı savaşlarından olan Çanakkale Savaşları batıklarının yer aldığı Çanakkale Boğazı'nda dalış turizmi yavaş yavaş hayata geçmeye başladı. Tarihin izlerini tüm çıplaklığıyla sergileyen, balıklara yuva olan ve doğal mercanları da üzerinde bulunduran 100 yıllık gemi batıklarına ilgi her geçen gün artıyor.


Geçtiğimiz günlerde Çanakkale'nin Eceabat ilçesi Kilitbahir köyü Havuzlar mevkiinde 30 metre derinliğe dalan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan ve beraberindeki ekip, ticari batık olan nitelendirilen Kaptan Frangos gemisini inceleme fırsatı buldu.

Çanakkale'de yaygın bir dalış aktivitesinin artmasını arzu ediyoruz
O anları da su altı kamerası ile görüntüleyen Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan, Türkiye denizleri fauna ve flora olarak çok zengin olmasa da batık envanteri anlamında en zengin portföyüne sahip. Akdeniz'de yaklaşık 17 bin denizel tür varken, bizim kıyılarımızda 6 bin tür tanımlanmış bu nedenle batıkların rolü çok önemli ve batıklar dediğimizde akla ilk gelen yer Çanakkale Boğazı. Burada çok sayıda batık var. 100 yıldır bu batıklar burada ve o zamandan beri bu batıklara dalışlar yasak ve biz bunu dalış turizmine kazandıramadık. Bu konuda yeni çalışmalar var. Dilerim ki bu çalışmalar doğru sonuç verir ve buradaki batıkların artık dalış turizmine kazandırılması lazım. Daldığımızda bu 100 yıllık süre içerisinde batıkların da birçok yerinin yıprandığını ve koptuğunu görüyoruz. Artık son hallerinin mutlaka görüntülenip de Çanakkale'de yaygın bir dalış aktivitesinin artmasını arzu ediyoruz dedi.

Tarihi Alan Başkanlığı'nın dalış turizmi için çabaları var
53 yıl önce Çanakkale Boğazı'nda batan Kaptan Frangos gemisinde nesli tükenmekte olan kırmızı mercanların yer aldığını belirten Ceylan, Kaptan Frangos batığına daldık. 1968 yılında batan bu gemi, su altında mükemmel bir resif. Üzerinde çok sayıda kırmızı mercanlar var ve bu mercanların nesli tehlike altında. İnsanların mutlaka Frangos batığına dalmaları gerektiğine inanıyorum. Çanakkale tam bir batık envanteri cenneti. Majestik Zırhlısı ve Fransız batıkları gibi birçok batık var. Tüm dalış severlerin Çanakkale'ye gelmesini arzuluyorum ki ben daha çok yurt dışından buraya gelerek dalış turizmine katkı sağlamaları gerektiğine inanıyorum. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın da bu konuda çabaları var. Ben bu çabaların artmasını arzu ediyorum diye konuştu.

Tarihi batıklarımız var
Çanakkale'de 20 yıldır dalış eğitimleri ve faaliyetlerinde bulunan, Çanakkale Balıkadamlar Dalış ve Eğitim Merkezi Dalış Eğitmeni Ercan Zeybek ise, Çanakkale'deki dalış faaliyetleri deyince aklımıza ilk önce, son zamanlarda fazla gündemde olan batıklar geliyor. Çanakkale'de yaklaşık 100 yıldır suyun altında olan bu batıklara çok fazla dalış yapamıyorduk ama şuanda Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı nezaretinde bu batıkların turizme açılması için büyük bir girişim var. Dolayısıyla bu girişimden dolayı da yurt dışından yabancı misafirlerin geleceklerini ve bu bölgede dalış turizminin daha fazla gelişeceğine inanıyorum. Bugün ki dalışımızı Havuzla mevkiinin sağ tarafında kalan yaklaşık 30 metrede kalan Kaptan Frangos batığına yaptık. Tabii ki bu bir ticari batık, bunun dışında tarihi batıklarımız da var. Tarihi batıklarımız da Abide, Mehmetçik Feneri mevkii açıklarında Majestik Zırhlısı var. Kültür ve Turizm Bakanı'mız Mehmet Nuri Ersoy, önümüzdeki günlerde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın kontrolünde, bu bölgenin dalışa açılacağına dair bir bilgi verdi bizlere. Sanırım bununla birlikte çok daha fazla bir gelişme olacak dedi.

Savaşın izleri tüm çıplaklığı ile su altında da duruyor
Çanakkale savaşlarının tüm çıplaklığı ile su altında olduğunu ifade eden Türkiye Sualtı Sporları Federasyonları 3 Yıldız Dalış Eğitmeni Murat Kulakaç, Çanakkale, çocukluğumuzdan itibaren bildiğimiz gibi; kültürel olarak, doğası, savaşları ve tarihi dokusu olarak çok ciddi bir geçmişi olan bir yer. Savaşın izleri tüm çıplaklığı ile su altında da duruyor. Su altı ekolojik sistemi hem Marmara hem de Ege'nin sularına karıştığı için en canlı denizlerimizden birisi. Su altında her türlü mercan ve canlı yapısını burada tespit etme şansına sahibiz. Bu bölgede dalış turizminin gelişmesi için yerel yönetimlerin, devletin ve bizlerin çok ciddi bir katkı sağlaması gerekiyor. Bu konuda biz her türlü çalışmaya destek vermeye hazırız şeklinde konuştu.

Kaptan Frangos
Tarihi batık olmamakla birlikte güzel bir dalış bölgesidir. 19 Şubat 1968 yılında Malta'dan Varna'ya gelirken Yunanistan'a gitmekte olan Yunan bandıralı Dimos adlı gemi ile çarpışarak batar. Bu ticari gemi bulunduğu derin soğuk sularda birçok canlıya sığınak olmuştur. Boğazın akıntılı bölgesinde olmasına karşın kimi zaman görüş oldukça düşüktür. Genellikle yaz aylarının ortalarında görüşün düşük olduğu günlerde Kaptan Frangos'un silueti 30 metrelere gelindiğinde belirir. Tabanı 47 metrelerde olan gemi bugün birçok renkli sünger ve mercan ile kaplanmıştır. Genellikle Ayvalık ve Marmara'nın derin sularında karşılaştığımız kırmızı yumuşak mercanlar gözünüze ilk çarpanlardandır. Dibe yan olarak oturmuş 1530 grostonluk gemi yaklaşık 125 metre boyundadır. Geminin oldukça büyük ve akıntının güçlü olmasından dolayı fotoğrafçılar çekim anında güç anlar yaşamaktadır.