Gazze gemisinin kaptanı konuştu
İSRAİL askerlerinin saldırısına uğrayan insani yardım gemilerinden Gazze'nin kaptanı Talat Can Soner, İsrail askerlerinin kendilerine sürekli psikolojik baskı yaptığını belirterek, "Bize ne olduğunu bilmediğimiz bir sıvı içirdiler" dedi.İHH’nın Fatih’teki Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına gemide bulunan personel Hüseyin Tokalak ile İHH Gönüllüsü Yücel Köse de katıldı. Bitkin görünen kaptan Talat Can Soner, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Gemimize yaptığımız tüm yüklemeler legal ve resmi olarak belgelenmiştir. İskenderun Limanı’ndan hareket ettik. Legal rotaları takip ettik. Uluslar arası sularda seyrettik. 68 mil dışındaki bir mevkide her şey normal iken bir anda gemimim arkasında bir toz bulutu oluştuğunu fark ettim. Durumu Mavimarmara'nın kaptanına bildirdim. İnsani yardım taşıyan en ağır yük bizim gemimizdeydi. Toz bulutunun arkasından ışıklar görmeye başladık. Bir anda jetler, zodyak botlar belirdi. Helikopterler etrafımızda uçuyordu. Gemiyi durdurmam istendi. Bunun üzerine telsizden uluslar arası sularda seyrettiğimizi herhangi bir ihlalde bulunmadığımızı ifade ettim. Ancak İsrailli askerler geminin durmaması halinde ateş açılacağını ya da batırılacağını söyledi. Ben de motorları durdurdum. Gemi yavaş yavaş hız keserken bir anda ateş açmaya başladılar. Sonra Mavimarmara gemisindeki hareketlilik büyüdü. İsrail askerleri gemide bizleri gözaltına aldı ve geminin rotasının İsrail’e çevrilmesini istedi. 6 saat yolculuktan sonra limana vardık. Bizleri burada aç ve susuz bıraktılar. Açlığa ve susuzluğa isyan ettiğimizde ise bizlere içinde ne olduğunu bilmediğiz bir sıvı içirdiler. Bu sıvıyı içtikten sonra vücudumuzda birtakım anormallikler meydana gelmeye başladı. Bizlere limanda bazı kağıtları imzalamamız için baskı yaptılar. Aksi halde uzun yıllar burada hapis hayatı yaşayacaksınız şeklinde tehditler savurmaya başladılar. Havalimanına nakledilirken ağır suçluymuşuz gibi zırhlı araçlara bindirdiler. Bütün değerli eşyalarımız orada kaldı. Şu anda 24 saatten fazla uykusuz ve harap haldeyiz. Ağlayabilirim her an. Kendimi zor tutuyorum."Öte yandan İHH Başkan Vekili Yavuz Dede olayda yaşamını yitirenlerden İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Ali Ekber Yaratılmış ve Muharrem Kavaçıoğlu’nun isimlerini okudu. Dede, MAZLUMDER’in avukatlarının desteği ile bugün mağdur ailelerin İstanbul Adliyesi’nde İsrail hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
İSRAİL askerlerinin saldırısına uğrayan insani yardım gemilerinden Gazze'nin kaptanı Talat Can Soner, İsrail askerlerinin kendilerine sürekli psikolojik baskı yaptığını belirterek, "Bize ne olduğunu bilmediğimiz bir sıvı içirdiler" dedi.İHH’nın Fatih’teki Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına gemide bulunan personel Hüseyin Tokalak ile İHH Gönüllüsü Yücel Köse de katıldı. Bitkin görünen kaptan Talat Can Soner, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Gemimize yaptığımız tüm yüklemeler legal ve resmi olarak belgelenmiştir. İskenderun Limanı’ndan hareket ettik. Legal rotaları takip ettik. Uluslar arası sularda seyrettik. 68 mil dışındaki bir mevkide her şey normal iken bir anda gemimim arkasında bir toz bulutu oluştuğunu fark ettim. Durumu Mavimarmara'nın kaptanına bildirdim. İnsani yardım taşıyan en ağır yük bizim gemimizdeydi. Toz bulutunun arkasından ışıklar görmeye başladık. Bir anda jetler, zodyak botlar belirdi. Helikopterler etrafımızda uçuyordu. Gemiyi durdurmam istendi. Bunun üzerine telsizden uluslar arası sularda seyrettiğimizi herhangi bir ihlalde bulunmadığımızı ifade ettim. Ancak İsrailli askerler geminin durmaması halinde ateş açılacağını ya da batırılacağını söyledi. Ben de motorları durdurdum. Gemi yavaş yavaş hız keserken bir anda ateş açmaya başladılar. Sonra Mavimarmara gemisindeki hareketlilik büyüdü. İsrail askerleri gemide bizleri gözaltına aldı ve geminin rotasının İsrail’e çevrilmesini istedi. 6 saat yolculuktan sonra limana vardık. Bizleri burada aç ve susuz bıraktılar. Açlığa ve susuzluğa isyan ettiğimizde ise bizlere içinde ne olduğunu bilmediğiz bir sıvı içirdiler. Bu sıvıyı içtikten sonra vücudumuzda birtakım anormallikler meydana gelmeye başladı. Bizlere limanda bazı kağıtları imzalamamız için baskı yaptılar. Aksi halde uzun yıllar burada hapis hayatı yaşayacaksınız şeklinde tehditler savurmaya başladılar. Havalimanına nakledilirken ağır suçluymuşuz gibi zırhlı araçlara bindirdiler. Bütün değerli eşyalarımız orada kaldı. Şu anda 24 saatten fazla uykusuz ve harap haldeyiz. Ağlayabilirim her an. Kendimi zor tutuyorum."Öte yandan İHH Başkan Vekili Yavuz Dede olayda yaşamını yitirenlerden İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Ali Ekber Yaratılmış ve Muharrem Kavaçıoğlu’nun isimlerini okudu. Dede, MAZLUMDER’in avukatlarının desteği ile bugün mağdur ailelerin İstanbul Adliyesi’nde İsrail hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
hepimiz denizde çalışıyoruz israil daha 2 gün önce gemiden personel listesi istiyor 100 mil kala imot raporu çekiyoruz kendi limanlarına yük götürdüğümüz halde biz gemi personelinide limana varışta sorguluyor siz ilk defa israile gidiyormuşsunuz gibi oranın regulatıonunu bilmiyormuş gibi davranıyorsunuz.bu grub napıyor yasak sahaya girecek ambargoyu delecek insani yardım getiriyorum diyecek adam sana gelme vururum diyo sen hala yola devam ediyosun israilin hiç blöf yaptığı görülmüşmü adam taviz vermez.birde şu mavi marmara port stateten geçmişmi onu merak ediyorum ve bu gemi idonun değilmiydi?
SEVGİLİ DOSTLAR;ULKEMIZDE BUNCA GOZYASI BUNCA HAKSIZLIK VARKEN KENDIMIZI İSRAİL HUKUMETİNİN ANBARGO KARARINA ODAKLAMISIZrBU KONU BİZLERİN COK DISINDA GELISEN VE ULUSLAR ARASI CALISMArGEREKTIREN BIR KONU.DİGER TURLU;TAMİL GERİLLALARI İCİNDE AGLAMArMIZ GEREKIYOR DEGILMI.
Oradaki insanlar israil zulmünden inim inim inliyor aç perişan bir halde bırakın dindaş olmamızı onlar bir insan onlar bu durumda iken biz nasıl rahat olabiliriz sen tok yatarken komşunun aç uyuması bunun hesabını yarın nasıl vereceksiniz bizler ASİL bir Ecdadın evlatlarıyız bize yakışmaz BANANE cilik
yaw ne diyon ne şehidi siz nesiniz nerde yaşıyorsunuz hangi milletsiniz siz. şehit olamk için gitmiş sen gitmezmiydin.yardıma öle bir teklif gelse.
sen yorum yapma mubah arkadaş israil kendini korumuş demek .başkada izahi yok demek bilgin yoksa yorum yapma insanlar cahil oldugunu düşünecek sonra ........
sayın fethi dilmen, nekadar da dogru yerlerden bakıyorsunuz olaylara işte denizcinin duruşu bu penceresi geniş... ve yeter artık bizde tüm arap adası oyungahlarından uzak durarak kendimizi sömürtmeden adil ve uygarlık yolunda ulu önder dahi ve zeki insan M. Kemal ATATÜRK'ÜN bizler için bizlerle kurdugu toprak ve idari sistemimizi korumak adına yaşamalıyız...rpruvanız neta olsun...
KAPTAN!SAVASDA HERSEY MUBAHTIR.SİZDE BU OLAYLARI GOZE ALARAK CIKSAYDINIZ SEFERErİSRAİL KENDİNİ KORUMUSTUR BUNUN BASKA İZAHIDA YOKTUR.
sene 2008, 3000 tonluk bir yardım yükü ile vira bismillah demişiz. ama ne gazeteciler, ne de halk durumdan habersiz. sessiz sedasız girip çıkıyoruz aynı limana. revet israil askerleri bizim de gemiye çıkıyor (ki ben bunu belki de 50 defa yaşadım). tedirgin edici tavırları var, belli ki onlar da tedirgin, aramalar yapılıyor, dertleri silah olup olmadığı...rkısa süre sonra ikna olup gidiyorlar.rrne bugün yaşananlardan hoşlandım ne de israil'i savunuyorum, ama adım gibi bildiğim bir şey varsa o da, bu gemideki insanlar ile benim gemimdeki personelimin tavır ve niyetleri aynı değil.ren azından sopa kullanan arkadaşların oraya şehit olma gazı ile gittikleri çok belli, yoksa silahlı askerleri döv döv bitireceklerini düşünecek kadar...