İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın işgalinden kaçarken İstanbul’da batan Struma gemisinde hayatını kaybeden 768 Yahudi, Alarko Holding’de düzenlenen toplantıyla anıldı. Anma toplantısına Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, avukat Cem Murat Sofuoğlu ve “Struma” romanının yazarı Halit Kakınç katıldı. Alaton, Struma gemisi için bir anıt dikmeyi planladıklarını söyledi. Sarayburnu açıklarında 72 gün bekleyen Struma, 24 Şubat 1942’nin ilk saatlerinde Yom Burnu açıklarına kadar Alemdar romörkoruyla getirildikten sonra bırakılmıştı. Gemi Sovyet denizaltısı SC 213’ten atılan torpido ile batarken 769 yolcudan sadece David Stoliar kurtulmuştu.Felaketin 71. yıldönümünde bir anma toplantısı düzenleyen işadamı İshak Alaton, Struma’nın Sarayburnu önünde geçirdiği 72 gün boyunca İstanbul’daki Yahudi toplumunun gemidekilere yardım ettiğini anlattı.Geminin Şile açıklarında batırıldığını hatırlatan Alaton, anıtı Sarayburnu’nda yaptırmak istemelerinin nedeni şu şekilde açıkladı: “Bugün o kumsala gider, biraz kazarsanız, yüzlerce insan kemiği bulacaksınız. Fakat anıtı orada, sahilde yapsak kimsenin ruhu duymayacak. Onun için geminin 72 gün beklediği bir yer var. Sarayburnu’nun önünde. Sarayburnu’nda, biliyorsunuz Atatürk’ün heykeli var. Belki o heykelin birkaç metre ilerisine, gerisine, belediyeden bir yer alırız. Oraya bir Struma anıtı konduralım diyoruz.”Türkiye hâlâ korku cumhuriyeti
Anıtın toplumda nasıl karşılanacağına içlerinde bir rahatsızlık olduğuna da dikkat çeken Alaton şöyle devam etti: “Toplumda nasıl karşılanır? Acaba bir gece altına dinamit koyup da uçururlar mı? Türkiye son 10 yıla kadar bir ”korku cumhuriyeti”ydi. 2002 yılına kadar geldik. Sonra işte o despot, ceberut devletin kontrolünde olmayacak bir adam çıktı. Seçimi yüzde 33’le kazandı. Ve hemen o anda devlet harekete geçti, adamı indirmek için planlar, projeler yapmaya başladı. Ve malum bunlar bugün Silivri’yi dolduranlar. Bu son 10 yılın nispi özgürlüğünü yavaş yavaş yaşıyoruz. Alışmaya çalışıyoruz aslında. Hala bir ’korku cumhuriyeti’ Türkiye. Çünkü bu bir kalıntıdır. Bu artık genlerimize işlemiş. Bizim şuur altımızda yer etmiş bir korkudur bu.”
Anıtın toplumda nasıl karşılanacağına içlerinde bir rahatsızlık olduğuna da dikkat çeken Alaton şöyle devam etti: “Toplumda nasıl karşılanır? Acaba bir gece altına dinamit koyup da uçururlar mı? Türkiye son 10 yıla kadar bir ”korku cumhuriyeti”ydi. 2002 yılına kadar geldik. Sonra işte o despot, ceberut devletin kontrolünde olmayacak bir adam çıktı. Seçimi yüzde 33’le kazandı. Ve hemen o anda devlet harekete geçti, adamı indirmek için planlar, projeler yapmaya başladı. Ve malum bunlar bugün Silivri’yi dolduranlar. Bu son 10 yılın nispi özgürlüğünü yavaş yavaş yaşıyoruz. Alışmaya çalışıyoruz aslında. Hala bir ’korku cumhuriyeti’ Türkiye. Çünkü bu bir kalıntıdır. Bu artık genlerimize işlemiş. Bizim şuur altımızda yer etmiş bir korkudur bu.”
Daha önceki yorumlarımda da yazdığım gibi Struma gemisnde ölenlerle Türk devletinin bir alakası, hatası ya da yanlışı olmadığından Türkiye'de herhangi bir yere bu olayı anımsatacak bir anıt dikilmesine gerek yoktur. Hele Sarayburnun'da Büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal'in anıtının yanında böyle bir anıtın dikilmesi çok büyük sıkıntı yaratatacağı gibi zaten yer de yoktur. Eğer Türk Musevi cemaati böyle bir anıtın dikilmesini muhakkak istiyorsa geminin batırıldığı yer olan Şile'de böyle bir anıt dikilmesi,, tabii Şileliler isterse dikilebilir. Allah selamet versin
Biri bana açıklasın lütfen, gemiyi 2. Dünya Savaşında Almanya'nın çok yoğun savaş tehdidi ve baskılarına rağmen 72 gün boyunca sınırlarımızda koruyabilen ve yolculara kumanya sağlayan Türkiye, neden Rus'ların yahudi düşmanlığı ve acımasızlığıyla batırdığı gemideki yolcuların ölümünden sorumlu tutuluyor? Bu anıtı Rusya/Almanya'da neden dikmiyorlar? Gemiyi batırmaya çalışan Almanya, batıran Rusya, anıt Türkiye'de. Yok artık, biri Kral çıplak desin artık.