Değerli Okuyucular,
22-24 Aralık 2009 tarihlerinde, bir vesile ile, Hong Kong SHUN TAK tersanesinde bulunduk.
Bildiğiniz gibi, Hong Kong, dünya üzerinde konut arazisinin en pahalı olduğu yerlerden birisi...''Hong Kong'da tersane mi olurmuş?'' diye sorarak kendime, başladık 12 saat sürecek bir yolculuğa. ''The Last King of Scotland'' filmini izleyerek, ve de İdi Amin'in hayatından dersler çıkararak sorunsuz bir şekilde menzilimize hasıl olduk.
(Konumuzla ilgisi yok ama, Derin Dünya Yönetimi'nin, Saddam Hüseyin'e yaptığının, daha önce de -meğerse- İdi Amin'e yapmış olduğunun, adeta bir belgeseli, bu film. Yani; tavşana kaç, tazıya tut... vaziyetleri)
Shun Tak tersanesi, aynen İDO'nun, yenilerde Haliç tersanesinde yaptığı gibi, kendi hızlı feribotlarının bakımını/onarımını yapıyor...
Hong Kong'da ''Turbojet'' markasıyla, 32 adet feribot işleten bir şirket.
Kadir Topbaş'ın kulakları çınlasın; Hong Kong borsasına da kote.
Turbojet'in, filosu oldukça heterojen. Gaz türbinli sevk sistemleri bile var.
Çok basit bir tandem vinç sistemiyle, feribotları karaya çekiyorlar.
Resimlerde ayrıntısını bulabilirsiniz. Ahmet Paksoy'a da öneririm...
Gelelim, -eski tabirle- uskur bakımlarına...İşbu teknelerin, hiçbirinde konvansiyonel pervane mevcut değil. Hepsi, su jetiyle müteharrik.
Su jeti bakımını, tümüyle kendileri yapıyor ve bu haliyle de tersane, tam bir istihdam cenneti.
Sizlere inanılır gibi gelmeyecek, lakin; teknelerin büyük bir çoğunluğu klaslarında askıya alınmış vaziyette. Ve de Hong Kong otoritesinin denetimi altında, ki bu tekneler, Short International Voyage yapıyor.
Patronları dedi ki; ''underwriter, tersaneyi görünce bize güveniyor...''
Aslında -bence- burada bir ''conflict of interest'' var. Yani, bayrak otoritesi ile liman otoritesi aynı bünye. Demokrasi'nin ruhu olan erklerin ayrımına, ters...
Neyse...Konum itibariyle, tersane şehrin neredeyse ortasında kalıyor ve de çevresel olarak, pekte, temiz sayılmaz. Yahu sizde ''Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürlüğü'' yok mu, diye sordum...Hani, nerede sizin; Yaşar'ınız, Mehmet'iniz, Ömer'iniz ? Vallahi, cevap veremediler...
İnşallah, biz de birgün cevap veremeyiz...