Her ne kadar bazı market analizlerinde ‘’ büyük düşüş ‘’ gibi iddialar savrulsa da, market 2003 yılı ikinci yarısında yakalamış olduğu yükselmeyi sürdürmekte. Marketin istikrarlı yükselmesi, geçen beş yıl boyunca dökmecilerin değerini de inanılmaz arttırdı. Tankerlerin değeri beş sene öncesine göre ortalama iki kat ve dökmecilerin değeri de dört kat arttı. Ancak inatçı iyimserler bile denizcilik sektöründe yükselen eğilimin azalabileceğini kabul ediyor, bu yüzden düşünüp taşınılması gereken pek çok şey var.
İkinci el fiyatlarının gelecek değerini belirlemedeki ölçütlerden biri de yeni inşa gemilerin maliyetidir. Ekonomideki aşırı düşüşler dışında , ikinci el fiyatları yeni inşa fiyatlarını izlemeye eğilimlidir ancak tersane fiyatlarının tahmin edilmesi de bir o kadar zordur.
Yanılgı burada. İkinci el gemi alacak yatımcılar ile yapmış olduğum sohbetlerde ‘’ neden ‘’ soruma aldığım cevapların tamamı ‘’ yeni inşa fiyatları ‘’ olarak geliyor. Haksız da değiller. Bugünkü yeni inşa fiyatları ile karşılaştırıldığında ikinci el fiyatları oldukça uygun. Ancak yeni inşa fiyatları ne kadar daha artmaya devam edecek ?? Bunu tahmin etmek ise pek mümkün gözükmüyor.
Bir Aframax tankerin 53 milyon Amerikan Doları olduğu 1990 market patlamasında , pek çokları sıkışık gemi inşa kapasitesi ve siparişler nedeniyle 1990 ortalarına gelindiğinde fiyatının 60/70 milyon Amerikan Doları aralığına yükseleceğine inandılar. Ancak market öyle gitmedi. 1999 senesine gelindiğinde yeni inşa Aframax’lar 35 milyon Amerikan Doları ediyordu ve 2003 e kadar değişmedi. Market daha sonraları canlandı ve günümüzde fiyatları 10 yıllık bir gecikme ile 75 milyon Amerikan Dolarına ulaştı.
Yeni inşa fiyatlarında iki temel etmen döviz ve enflasyondur. İşte tahmini pek kolay olmayan iki şeytan. Bir ülke istikrarlı bir düşük enflasyon ve döviz karşısında az güçlü bir para birimi var ise yeni inşada büyük başarılar elde edebiliyor , örneğin Güney Kore. Burada şöyle bir soru da akla gelebilir ;Ya çelik fiyatları ??? Son beş senede çelik fiyatları bir Aframax tankerin fiyatını 7 milyon Amerikan Doları arttırmış olabilir. Bu da demektir ki çelik fiyatları aynı şekilde düşebilir de ve bugünün siparişlerinin teslim edilmesine daha yıllar var, bu yıllar içerisinde çelik fiyatlarının ne olacağını kim bilebilir ??
1990 ‘ların başında henüz öngörülemeyen bir başka değişiklik de fiyat liderliğinin Japonya’dan düşük maliyetli Güney Kore’ye geçeceği idi. İleri yıllara bakacak olursak Çin’in kapasitesi gelişirken para biriminin şimdiden harekete geçmesi ve bir yıl içerisinde yüzde on değer artışı ( gerçi maliyetler şu an için Güney Kore’den düşük de olsa ) dikkatle izlenmeye değer.
1991 yılında yeni inşa değerinin düşmeyeceğini düşünen yatırımcılar yanılmıştı. Belki de onların hatalarından öğreneceğimiz ders gözümüzü döviz değerlerinden ve enflasyondan ayırmamaktır.
( Bu yazıda Clarkson Araştıma Servisi verileriden faydalanılmıştır)