Kamuoyunu 15 gündür meşgul eden Asbestli gemi Ankara da görevli bir gazetecinin Bakanlıkta bir başka haber için araştırma yaparken tesadüf olarak ortaya çıkan haberdir.
Ortaya çıkan bu gerçek üzere Bakan bürokratlarına emir vererek bir daha bu gazeteciye Bakanlıktan hiç kimsenin bilgi vermemesini aksi halde bilgi verenlerin canının yanacağını acık şekilde ifade ettiği biliniyor.
Daha sonraki günlerde ise Gemi sökücüleri gazeteciyi arayıp bu sanayinin önünün kesildiğini ve kendisinin de buna hizmet ettiğini ifade ediyorlar ve tersine bir kampanya başlatılmak isteniyor, Bakan kamuoyunun baskısını görünce bu kez Gemide yüksek oranda asbest varsa Ülkemize sokulmayacağı yönünde açıklama yapıyor.
Oysa çok yüksek oranlarda asbest içeren gemilerin daha öncede Aliağa da söküldüğü ve daha az beyan edildiği de bilinen gerçekler arasında, Gemi sökücüleri göstermelik olarak işçilere tulum ve maske taktırıp bazı basın kuruluşlarına poz verdirip bakın nasıl sistemli çalışıyoruz diyorlar.
Gelişmiş ülkelerde bu nedenle inceleme yapan ve bunları kayda alan arkadaşlarımız durumun çok farklı olduğunu belgeliyorlar, Aliağa'da ise söküm yapılan yerlerin hala toprak olduğu ve betonlanmadığı yapılan incelemelerde ortaya çıkıyor.Buna rağmen buralarda para kazanma adına Yetkili makamlar burada söküm izni veriyor her şey yerinde gösteriliyor.
Ülkemizde ilk kez Armatör Kahraman Sadıkoğlu ile gündeme gelen asbestli gemi meselesinin üzerine bir çevreci örgüt gitmiş asbestli gemiyi Ukrayna limanına kadar kendi gemileri ile kovalamış ancak Ukrayna makamlarının yaptığı inceleme sonucunda Asbestli gemiyi kovalayan çevreci gemide de asbest bulunması üzere gemi derhal Ukrayna dışına çıkarılmıştı
Tesadüfen öğreniyoruz ki Ülkemizde asbestli gemiler sesiz sedasız Aliağa da sökülmeye devam ediyormuş. Bu arada daha önce asbestli gemiyi kovalayan kuruluşun Aliağa da sökücülerden 282.000 dolar bağış yada destek yada yardım almış olduğu ayrıca Aliağa da AB fonlarından faydalanarak 40 milyon euro luk proje içinde oldukları istekleri gerçekleşmeyince bu projeden vazgeçtikleri öğrenilen gerçekler arasında yer alıyor,Geçen yıl söz konusu kuruluş Aliağa da büyük bir projede Gemi sökücüleriyle birlikte çalıştıklarını zaten basın aracılığı ile kamuoyuna duyurmuştu ama biz işin detayını bilmiyorduk ve bir gazetecinin tesafüden ortaya çıkardığı gerçekler.
Halen kamuoyunu meşgul eden asbestli geminin dışında 40 adet gemi daha Ülkemize giriş yaparak söküleceği bilinirken gelişmiş ülkelerde bu sökümün çok pahalı olduğu sökücüler tarafından söyleniyor.
Neden pahalı?
İnsan hayatına önem verdikleri için pahalı ve yeterli önlemleri aldıkları için pahalı
Bizde niye ucuz?
Söylemeye gerek var mı?
Az gelişmiş ülkelerden de örnek veriyorlar bu arada yani kendi kendilerini ele veriyorlar.
İşin gerçek yüzünü bilmeyenler çelişkiye düşüyor acaba bizimkiler doğrumu söylüyor yada gerçekten AB ülkeleri bizimkileri engellemeye mi çalışıyor diye ama hiçte böyle değil ,eğer bizimkiler doğru beyanda bulunur ve Söküm sanayini geliştirirlerse hiç kimse onları engelleyemez ,Ülkemizde önce para kazanalım sonra insan sağlığı ve çevreyi koruruz mantığı her zaman hakim olduğu için pek çok çevre sorunu yaşıyoruz.Bundan 40 yıl önce bu kadar çevre sorunu varmıydı bu sorunlar durduk yerdemi çıktı diye düşünenler az olduğu kadar bu işlere ortak proje yada bağış alarak çanak tutanlar da sebep olmaktadır.
Bergama Altın madeni de bunlardan biridir bugüne kadar Bergama hakkında çok yazıldı çizildi, en önemlisi merhum Prof Dr.Necip Hablemitoğlu da bu konuya enine boyuna değindi. Bugün gelinen noktaya baktığımızda Maden çalışanlarının Panel basarak İnsanlara saldırdığına tanık oluyoruz ,ancak saldıranların Bergamalı olmadığına da tanık oluyoruz.
Sermaye İnsanı ve çevreyi koruyacağına ters tersine kamuoyu oluşturup saldırganlığı alışkanlık edinirse, Anayasanın 56. maddesini savunan insanlara da meşru müdafaa hakkı düşer.
Ancak buna sebep olanlar görevini yapan bir gazeteciye bilgi verenler hakkında işlem yapacağını ima eden Bakan yada Sanayiciden 282.000 dolar yardım alanlardır.
Bu kuruluşu siz hiç Bergama’da eylem yaparken gördünüz mü…?