Yıllardır Balık çiftlikleri konusunda yazılar yazdım, yazmayada devam edeceğim, çünkü yazı yazmaya neden olacak beklenmedik olaylar gelişiyor.
Örneğin geçtiğimiz Nisan ayında basın yayın kuruluşlarına, İzmir in sözde bazı çevrecilerinden resimli bir mail geldi.
Haber şeklinde yazılmış maili okuduğumda hayrete düştüm,saçma sapan ifadelerle dolu cahilce yazılmış ve hayalle süslenmiş bu yazıyı ne yazıkki Ülkemizin en ciddi gazetesi haber yaptı.
Çok fazla okuyucusu olmasada Ülkemizde saygın bir yere sahip bir gazetede muhabirlik yapan şahsın hiç bir emek vermeden hazır yazıya imza koyup kendi haberi gibi yayına vermesi neysede,bunu atlayan yazıişleri müdürlüğüne ne demek lazım. Sonra da bu gazete satmıyor diye yakınıyorlar pes doğrusu.
İzmir ve çevresinde onca çevre sorunu varken, bu sorunlarla ugraşmak varken sözde bazı çevreciler işleri güçleri bırakmış Balık çiftliklerinle uğraşmayı kendilerine adeta meslek edinmişler,Yaz geliyor ya Turizm firmaları el altından bunları destekliyor bunlarda yalan yanlış ne varsa sallıyorlar.
Urla nın Kokar koyunda 2007 yılında çekilmiş bir fotoğrafın altına yazılan yazı asıl bu yazıyı yazan şahsın koktuğunu açıkca gösteriyor.
Sahil Güvenlik Komutanlığının bile İçişleri Bakanlığına Bağlı bir kurum olduğunu bilmeyen, Koku ile kokuyu birlikte salan bir çevreci Yunanistan başına diyorum. 29 Mart seçimlerinde asıl niyetlerini ortaya koyan sözde çevrecilerin bir kez de Kokar koyunda kokmasına şaşırmamak lazım.
Çevrecilik adına yazdıkları yazıları kimlere gönderdiklerini incelediğinizde başta Turizm firmaları geldiğini göreceksiniz,Balık çiftlikleride,Turizm firmalarıda bu Ülkenin değerleri size ne oluyor niye yalandan yaygara yapıyorsunuz,bırakın kurumlar kendi aralarında anlaşsınlar.İlgili tüm tarafların bir araya geldiği Bodrum toplantısından çıkan sonuçu bile bozmak için yapılanlara ben yakın tanığım.
Bodrum ile İzmir arasında cennet koylarda ağaçları yakanlar Balık çiftliklerimi, Bu koylarda beton yığınlarını yapanlar Balık çiftliklerimi, Arıtmalarını çalıştırmayıp gece denize pislik basan Balık çiftliklerimi. Tam tersi kaçak yapılanmaları ilgililelere ilk haber verenler,Orman yangınlarını İtfayeye ilk haber veren,Denize pislik basıldığında ilk haber veren ,365 gün deniz üzerinde yaşayan Balık çiftlikleridir.
Açık deniz balıkçılığı yapan Türk balıkçılık filosu bile 365 gün denizde kalmıyor,gönüllü bekçilikte yapan Balık çiftliklerine yalan kokan haberlerle yüklenmek asıl bu haberi yapanları kokutur.Balık çiftlikleri nin yanlış uygulamaları yokmu elbette vardır ancak bunları düzeltmek için yalan haber ve yaygaraya ne gerek var.Sen yalan ve yanlış yaparsan gün gelir senin içinde aynısını yaparlar.