Kalkan Balığı bahar ayların da göçe başlar özellikle kumluk ve kıyılarda yumurta bırakacağından göç sırasında Kıyı sularında kurulan Dalyanlara girerek avlanır ve tüketilir.
Marmara ve Boğaz suları temizken,yoğun deniz trafiği yokken İstanbul Kuzey İlçesi Beykoz da kurulan Dalyanlarda İstanbul un nüfusuna eşit miktarda Kalkan Balığı yakalanırken,şimdi Dalyana 5 tane kalkan girse Balıkçılar Bayram yapacak hale geldi ve Bir kilo kalkan balığının kilosu 45 yada 50 ytl yi geçti,hatta bu kış 100 ytl ye vardı.
Kalkan Balığı Beykoz da çokça yakalandığı için adı Beykoz Kalkanı kaldı.
Şubat ayı sonunda Beykoz Belediye Başkanlığından bir davet geldi gittik.
Toplantının amacı Balıkçılığın sorunlarını masaya yatırmak ve birlikte çözüm aramak,Devletin ilgili kurumlarını temsilen İl Müdürleri yada yardımcıları toplantıya katıldı , Boğazları korumaya aday olduğunu ifade BODER adlı dernek temsilcileri de toplantıdaydı.
Türk Balıkçılığı adına bir ilçe Belediyesinin toplumun önüne böyle bir taleple çıkması gerçekten önemliydi, Birde Boğazlar Belediyeler Birliği Başkanlığını temsil etmesi nedeniyle daha da önemliydi,iki toplantı düzenlendi ikisine de katıldık ikincisinde ilgi azalmıştı,çünkü daha ilk toplantıda katılımcılar Türk Balıkçılığının sorunlarına ilişkin yapılması gerekenleri sıralarken,Belediye Başkanı amacını ortaya kapalı biçimde koymuştu.
Belediye Başkanı nostaljik yaklaşımla Beykoz Balıkçılarından ve Kalkan Balığından bahis ederken lafı sonunda Marinaya getiriverdi ,Beykoz Balıkçılarının düzgün bir yeri olmadığı barınak yapılması gerektiği bundan Yatların faydalanması gerektiğini, Beykoz un üst taraflarında Ormanları Katlederek Villa konduranların yatları için uzak yerlere gittiğini ,bunun için onlara yakın bir marina nın iyi olacağını talep etmesi ,Toplantıya katılanlarla daha sonra yaptığım ikili görüşmelerde hemen herkes Türk Balıkçılığının sorunları toplantısı adı altında Marina talebi olduğunu fark etmiş olduğu idi.
4 yılını dolduran Başkan Beykoz lu olduğunu Balıkçılara çok yakın olduğunu ifade etmiş olmasına karşın neden 4 önce daha göreve başlar başlamaz bu soruna el atmadığını anlamış olduk.
Oysa Beykoz da Türk Balıkçılığı için önemli Balıkçı Mahalleleri bulunmakta ve Balık göçlerinde gerçekten ekolojik önemi olan bir yer, Poyraz köy, Anadolu kavak, Anadolu Fener, Anadolu Hisar balıkçıları her kes tarafından bilinir ve tanınır.Bu toplantıdan onların bile haberi yoktu ikinci toplantıda bu balıkçılara toplantıyı ben haber verdim.
Oysa Başkan seçmeni olan bu balıkçıların tümünü tanıyor ama onlar Marina fikrine karşı olduğundan toplantıya çağrılmadıkları ortaya çıktı, Beykoz Belediyesi tesisleri yanında yapılan toplantıdan hemen yanında kurulu bulunan Beykoz Balıkçılar Kooperatifinin bile haberi yoktu; çünkü Kooperatifin barınağı konusunda aralarında sorun vardı.
Başkanın talimatı kurulduğu açıkça belli olan ve Belediyenin kaynaklarının tahsis edildiği BODER adlı dernek yetkililerinin ise bilğileri kulaktan dolma ve siyasi ilişkilerden ibaretti. Bu dernek sözde Türk Boğazlarının tarihi yapısını korumaya aday, ancak temsilcilerinin bilgi eksikliği o kadar bariz ki, bırakın tarihi korumayı Kalkan Balığını bile koruyacak bilgileri yoktu, peki Türk Balıkçılığının sorunlarının nasıl koruyacaklardı.
Zaten senaryo daha sonra iyice netleşti,toplantıyı Boğazlar Belediyeler Birliği yada Beykoz Belediyesi değil de BODER in organize eder görünmesi fikride atılıverdi ortaya.
Ülkemizde Türk Balıkçılığı konusunda onca uzman kurum ve kuruluş varken, Türk Boğazlarında onlarca yıldır mücadele eden onca dernek varken, Kalkan Balığını konusunda bilgisi olmayan yada kendi ilçesinin Balıkçılarını tanımayan bir derneğin Türk Balıkçılığının sorunlarının tartışılacağı toplantıyı nasıl organize edeceği merak konusuydu, zaten herkes birbirine bunu sordu.
Türk Boğazları Balık göçleri ve Balıkçılık kadar gemi trafiği kadar o denli önemli bir su yoludur ve uluslar arası antlaşmalar ile kurallar belirlenmiştir.
Sözde Türk Balıkçılık Sorunları tartışılarak Marinaya altlık olmayacak kadar önemlidir.