22 Nisan Dünya Günü tüm Dünyada 1.5 milyar insan tarafından çeşitli aktivitelerle gündeme getirildi, çünkü bu yıl nasıl olduysa Dünya'nın sonuna yaklaştığımız farkına varılmıştı.
Uzun yıllardır 22 Nisan Dünya günü Dünyanın varoluşunun yaşamın başladığı gün olarak bilinmekle birlikte hiç bu kadar geniş katılımla gündeme gelmemişti.
Buzulların eridiği,100 milyondan fazla insanın açlıkla karşı karşıya kaldığı ve 1.5 milyardan fazla insanın susuzluk içinde bulunması 175 Ülkede kutlamaktan çok dikkat çeken son yolculuk günü olarak anılacaktır.
2012 Yılı 22 ile 26 nisan olarak bilim adamlarınca hesap edilen Dünya nın kara delikten geçişi tezi tüm Dünyada giderek yaygınlaşmaya ve endişe bırakmaya başladı bile, Günlük yaşamlarından vazgeçmeyen gelişmiş ülkelerde bu gerçek bilinmesine karşın bunu açıklamak ve tedbir almak yerine hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam ediyorlar.Tezin doğruluğunun savunduklarında ekonomilerinin alt üst olacağı endişesi daha ağır basıyor.
Zaten Dünyanın bugüne sancılı gelmesinin nedeni de ekonomi değilmi, Gelişmiş Ülkelerin daha fazla sömürge kazanma isteği,geliştirilen silah teknolojileri ve denemeleri Dünyamızın sonunu hızlandıran nedenlerden en önemli olanı değilmi.
Daha geçtiğimiz günlerde Irak'ta ABD nin yeni silahlarını insanlar üzerinde nasıl denediğine TV ekranlarından tanık olduk, ABD geçmişte Japonya da Atom Bombası atarak aynı şeyleri yapmıştı, halen büyük çöl ve okyanuslarda Nükleer silah denemeleri olanca hızla devam ediyor, her denemenin 7.5 büyüklüğünde depreme eş sarsıntı yaratığı biliniyor. Bu denemelerde göremediğimiz milyonlarca farklı bitki, hayvan, su ürünleri çeşitleri yok olup gidiyor. Bunun sorumlusu başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerdir. Eğer Dünyamız hızlı bir şekilde sona gidiyorsa ve bu son hızlanmışsa sorumluları ortada.
Peki ne olacak her şey eskisi gibi olsa bu yok oluş bitecek mi, tabiki hayır bir kere ok yaydan çıkmış geri çevirmek mümkün değil Dünya varolduğu 22 Nisanlardan birinde yok oluş sürecine girecek,bırakın bilim adamlarını tüm kutsal Kitaplar da bile bu yok oluş açık biçimde yer alıyor.
Ülkemizde de sanki bu yok oluş biliniyormuş gibi Denizler hızla yağmalanıyor, kirletiliyor yada dolduruluyor birde üstüne ödül veriliyor.
Ormanlar yakılıyor,kesiliyor yerine beton dikiliyor,kanalizasyonlar boşaltılıyor cennet koylar,yaylalar yok ediliyor birde teşvik alıyorlar.
Kutsal barış ağacı zeytinlikler kurutuluyor,Zehirler nehirlerle denize akıtılıp canlı yaşamı hiçe sayılıyor kimsenin sesi çıkmıyor.
Vahşi çöp depolama alanlarındaki poşetler rüzgarlarla etrafa dağılıp ağaç dallarına takılarak poşet ağaçları oluşuyor sanki elma armut ağacı gibi,insanlığa mesaj veriyor anlamıyoruz.
Yönetenler ve muhalefet edenler kol kola vermiş hızlı yok oluşu seyrediyorlar,nasıl olsa birlikte batacağız BATSIN BU DÜNYA DER GİBİ.