2009 Mart Yerel seçimleri başlayıp bitimine kadar pek çok ilklere ve vaatlere sahne oldu.
Küresel ekonomik kriz başta olmak üzere yaşanan siyasi skandallarda unutulmayacak bir seçimdi.
3 Tarafı denizlerle çevrili Ülkemizde 5000 civarında kıyı köyü,600 den fazla kıyı ilçesi bulunmasına karşın; seçimler boyunca Türk Denizciliği, Balıkçılığı hakkında en ufak bir proje açıklanmadı, birkaç kıyı ilçe Başkan adayının ufak tefek sözde projeleri ise seçimin derinliklerinde kaldı unutuldu gitti.
Aklıma yazar Tarık Bugra'nın, "Türk İnsanının sırt denize dönüktür" sözleri geldi.
Evet seçimlerden belli değilmi?
Protein deposu, yazın yazlıkçılara mekan ,turizm girdisinde öncü ,kabotaj hakkımız ile ticari denizcilik faaliyetlerinde faydalandığımız Denizlerimiz hiç akla gelmedi.
Oysa Sinop tan başlayıp Antakya kıyılarına kadar nüfusumuzun % 35 ini barindıran Kıyı ilçeleri ilgi ve alaka ve proje bekliyordu,yatırım bekliyordu es geçildi.
Ülkemizde pek çok Denizcilik fakültesi, Su Ürünleri fakültesi ve mezunları diger Üniversite mezunları gibi işsiz kaldı.
Tersanelerde siparişler durmaya, Deniz taşımacılığı teklemeye başladı, balıkçı barınaklarında yatırımlar ve balıkçılık tıkandı, geçtiğimiz avlanma sezonunu verimsiz kapatan ve borç batağındaki balıkçılar, taşınmaya zorlanan balık çiftlikleri, AB uyumu nedeniyle sokak aralarında semt pazarlarında tabla balıkçılarına izin verilmemesi, firigofirik zincirinin Ülkemize hitap edecek düzeye gelememesi hepsi unutuldu 29 Mart yerel secimlerinde.
Bu Ülkede geçimini Denizlerden ve denizcilikten sağlayan herkesin kabahati var,evet kabahatliyiz çünkü 600 ilçede Denizi ve denizcileri seven Belediye Başkan adayı çıkaramadığımız için,5000civarında kıyı köyünde muhtar çıkaramadığımız için,Belediye Meclis üyesi,İl Genel Meclisi üyesi çıkaramadığımız için kabehatliyiz.
İstanbul da Bir Belediye Başkan adayı Su ürünleri popülasyonunu korumak adına, geçimin balıkçılıktan saglayan insanlarımızın geleneksel avcılık yöntemlerini yasaklayacaklarını açıklıyıverdi.
Oysa kendi Partisi bu konuda 50 Milletvekili ile Ülkenin tamamında balıkçılık ve denizcilik konusunda rapor hazırlamış olmasına karşın.
Kabahat bizde etraflarında danışmanız bu işi biz iyi biliriz diyen insanlara göz yumduğumuz için.
Deniz ve deniz üstü faaliyetler zor ama ucuzdur.
Ulus ekonomisine katkısı büyüktür.
Sadece Boğazardan geçen binlerce tehlikeli yük taşıyan gemileri güvenle geçiren Kılavuz Kaptanlarının payını parayla ölçemeyiz.
Kılavuz kaptan almadan Boğazlardan gecen nice geminin ekonominin can damarı olan İstanbul'a ne büyük tehlikeler yaşattığını unutmamak lazım.
Denizler kirleniyor,balık çiftlikleri kıyılara zarar veriyor ,balıklar azaldı diye edebiyat yapan bir Belediye Başkan Adayının da, "Ben kıyılarımızı korumak adına Şehrimde,ilçemde Deniz itfayesi kuracağım" dememiş olası hep bizim kabahatimiz.