Çok değil 25 yıl evvel denizler daha temiz balıklar daha boldu, örneğin İstanbul Boğazının çeşitli noktalarında geceleri lüfer avlamak için fenerler yakılır lüfer ve kofana balıkları tutulurdu.
Yeniköy de uzun olta ile balık avlayanlar avladıkları balıktan zengin olurdu,şimdilerde ise 10 tane tutunca bayram ediyorlar.Balık akınları sırasında kıyıya vuran balıklar halk tarafından kepçeler ile toplanıp evlere dağılırdı.
Yine kış zamanlarında balıkların yaşadığı sıcak su akıntılarına kar suyu karıştığında balıklar şok olur birden su üstüne vurur buda balıkçılar için bayram havası yaratırdı.çok değerli dip balıkları su üstüne çıkardı.
Bu yaşadıklarım ve yazdıklarım gerçekten çok kısa süre önce denizler fazla kirlenmeden olağan şeylerdi, Balıkların hızla çeşitlerinin yok oluşu yine 25 yıl önce başlayan Balık çiftliklerinin doğmasına da neden oldu, Örneğin Ege denizine mahsus Çipura balıkları bitti ancak imdada çiftlikler yetişti çok az bilinen ve avlanan çipura halk tarafından tanınan ve tüketilen balık oldu.
Ege ye özel balık çiftlikler sayesinde Ülkemizin hemen her yerinde tüketilir oldu hem de çok uygun fiyatlara ,bir başka yararı da yasak balık avcılığında arz ve talep dengesinin kurulmasıdır.
25 yıl önce Devletin Tarım Bakanlığı yer göstererek çiftliklerin kurulmasına yardımcı olmuş hatta teşvik bile vermişti,yani balık üretmek için Devlet Halkını teşvik etmişti,Bakir olan bu koylara daha sonra birileri geldi Otel, Motel ve yazlık inşa etti pisliklerini denize boşaltılar,binaları yaparlarken yüz binlerce zeytin ağacını yok ettiler, Ülkemiz Dünyada zeytinyağında ilk sırada iken o yıllarda sırf bu yüzden geriledik.
Kıyılara kurulan bu tesisler izinsiz iskele kurarak, denizi doldurarak yasaları çiğnediler bu yetmiyormuş gibi halka açık sahillere el koyup buraları paralı hale getirdiler.
Tesislerden önce tatlı karlar kazananlar daha sonra iyi personel istihdam edemediklerinden zarar etmeye kaliteyi bozmaya başladılar, ancak bunu görmezden gelip onlardan çok daha önce oralara gelmiş kurulmuş olan Balık çiftliklerine göz diktiler kalksınlar diye.Ancak Ülkemizde Turizm sektöründe iyi elemanın ne kadar az olduğu en iyi otellerin bile eleman yüzünden sıkıntıya girdiğini yıllardır biliriz.
Balık çiftlikleri Devletin teşviki ile bir yandan çoğaldı gerçekten yanlış şeyler olmaya başladı,ancak 2007 yılında buna dur denildi süre alındı çiftliklere açık denizde yer gösterilerek taşınmaları saklanmaya başlamıştı ki bu kez Devletin başka bir organı Turizm Bakanlığı ağırdan almaya başladı ,çiftliklerin açığa taşınma işlemi yavaşladı.
Malum geçen haftalarda başlayan kıyılarda bulunan balık çiftliklerinde Balık ölümlerinin başlaması üzere hemen çıkar çevreleri harekete geçti başladılar beyanlara , Turizmden zarar ettiklerinden falan den vurmaya bence bu iddialar araştırılmalı bakın altından neler çıkacak, Bodrum ve civarında bu mevsimde zengin Turist salak mı niye gelsin, Dünyada bazı ülkelerde sıcak hava ve deniz varken zengin ve yaşlı turist niye bu kış mevsiminde rutubetin yoğun olduğu zamanda Bodrum'a gelsin.
Hemen balık ölümlerini öne sürerek zarar ettim demek ne kadar doğru acaba?
Ya balıkçı ne yapacak balıkların zamansız ölümü nedeniyle uğradığı zararı kim karşılayacak, birde bir bölgede olan bir olayı sanki tüm ülkede olmuş şeklinde gündeme taşımak ne kadar doğru bütün balıkçılık sektörünü karalamanın tüm balıkçılara zarar vermeye kimin hakkı var, bu olaylar geçtik ten sonra yediğiniz balığa bakarak hiç utanmayacak mı bu insanlar, Balık ölümlerinden menfaat edercesine kargalar gibi üşüşmek neden.
Birde çevreci olduklarını iddia edenle var ya onlara ne demeli sanki balık uzmanı kıyı uzmanı gibi nasılda atarak konuşuyorlar,hele bir tanesi balıklara verilen yemlerin yüzde 80 nin denize gittiğini kirliliğin o yüzden meydana geldiğini söylemesi yok mu ATV deki Burhan'ı geçti.
Balıklara verilen yem bu kadar pahalı iken balıkçı bu kadar aptal mı balığa vereceği yemin yüzde 80 nini denize döksün.Çevreci geçinen bu şahıs acaba tuvaletinin pisliğinin nereye gittiğini hiç düşündü mü yada deterjanlı sulara ne demeli. Sözde çevreci ve balık ölümünden çıkar uman turizmci elele vermiş dağdan gelmiş bağdakini nasıl kovarız diye plan yapıyorlar.
Ben bir çevreci olarak Balık çiftliklerinin kıyılardan açık denize taşınmasını istemekle kalmayıp bunun uygulanması için çalışmaktayım, Ülkemde hiç kimse zarar görmesin diye ince hesaplar yapıp, Çevreyi, Balıkçıyı, Turizmci nasıl mutlu edecek projeler geliştirebiliriz diye düşünürken bunlar kalkıyor BALIK ÖLÜMÜNDEN MENFAAT UMUYOR lar buna çok kızıyorum.
Çevrecilik yada Turizmcilik yapan MENFAATPEREST ler başkalarının hakkına tecavüz ederseniz size HOP derim durun yerinizde, bu Ülkenin bilim adamı var ,İlgili Bakanlıkları var,Teknik adamları var kimseye haksızlık etmeden oturun bekleyin sonuca bakın, çünkü yaptıklarınızla herkese zarar veriyorsunuz, sizin umurunuzda olmayabilir ama benim umurumda ve sizlere HOP diyorum.
Bir daha söylüyorum bu fırtına bittiğinde balık yerken yüzünüz kızarmıyacak mı?.